Bilgiç: Cumhurbaşkanımızın ziyareti iki ülke arasında dönüm noktası oldu

2016 yılının Aralık ayında Belgrad Büyükelçiliğine atanan Tanju Bilgiç, iki ülke arasındaki ilişkileri ve Erdoğan'ın Sırbistan ziyaretine ilişkin detayları Türkiye gazetesinden Şifa Kaymak'a anlattı. Bilgiç, “Cumhurbaşkanımızın Sırbistan ziyareti iki ülke arasında dönüm noktası oldu. Türkiye-Sırbistan ilişkileri ekonomik ve siyasi olarak şu anda çok iyi durumda. Sırbistan’da çok sayıda iş adamımızın yatırımı var. Özellikle tekstil alanında önemli yatırımlar yapıldı” dedi.

Bilgiç: Cumhurbaşkanımızın ziyareti iki ülke arasında dönüm noktası oldu

Şifa Kaymak

[email protected]

Türkiye Gazetesi'nden Şifa Kaymak’ın sorularını yanıtlayan Bilgiç, “Ekonomik yatırım anlamında Türk şirketlerinin Sırbistan’a büyük ilgisi var. Son iki senede çok sayıda iş adamımız gelip Sırbistan da yatırım yaptı. Sırp makamları da bunu teşvik ediyor. Türk iş adamları burada 8 bin kişiye iş sağlamış durumda.” diye konuştu.

 İşte Belgrad Büyükelçisi Tanju Bilgiç’in, Şifa Kaymak’a verdiği röportaj;

  1-Sayın Büyükelçi, Ağır konulara girmeden önce sorularıma sizi tanımakla başlamak istiyorum. Kimdir Büyükelçi Tanju Bilgiç?

 1971 Gümüşhane doğumluyum. İlkokulu Sinop’ta bitirdim. Samsun Anadolu Lisesi mezunuyum. 1993 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldum. İtalya’da yüksek lisans yaptım. Gazi Üniversitesinde doktoramı tamamladım. Çalışma hayatıma Hazine Müsteşarlığında başladım. İki sene sonra, 1995 yılında Dışişleri Bakanlığına geçtim. O günden bu yana Bakanlığımızın çeşitli kademelerinde görev yaptım. Bosna-Hersek, Danimarka, Fransa, Rusya gibi ülkelerde çalıştım. Belgrad’a Büyükelçi olarak atanmamdan önceki dönemde ise Dışişleri Bakanlığı Sözcülüğü görevini üstlenmiştim.

 2-Diplomatik yolculuğunuza baktığımızda genelde sancılı bölgelerde görev yaptınız. Eski Doğu Bloku ülkeleri… Saraybosna… Kıbrıs Daire Başkanlığı gibi… Bunlar size ne kattı? Meslektaşlarınıza göre sizi daha mı pişirdi?

 Dışişleri Bakanlığı’nda görev yapan memurlarının hemen hemen hepsi, benimle benzer tecrübelere sahipler. Dışişleri Bakanlığı görevlileri, farklı ülkelerde çalışır ve farklı tecrübeler edinirler. Herkesin farklı farklı tecrübeleri ve buna göre de bir uzmanlık alanı olur. Afganistan’da çalışan bir memurla, Avustralya’da çalışan bir memurun tecrübelerinin birbirinden farklı olması normaldir. Dışişleri Bakanlığı da farklı tecrübedeki arkadaşları tecrübelerine ve yeteneklerine göre değerlendirir. Benim açımdan, şu anda Belgrad’da bulunmam bir şans; çünkü daha önce Saraybosna’da görev yapmıştım. Kültürel anlamda bu bölgeyi iyi bildiğimi söyleyebilirim.

 3-Sırpça tweetler atıyorsunuz; kendiniz mi yazıyorsunuz? Söktünüz mü Sırpçayı?

Boşnakçayı Saraybosna görevim nedeniyle daha önceden biliyordum. Daha sonra St. Petersburg’da görev yaparken biraz Rusça da öğrendim. Her iki dil slav kökenli olması nedeniyle birbiriyle yakın. Onun için buraya geldiğimde Sırpça’ya intibakım kolay oldu. Ancak bu dili iyi konuşuyorum diyemem. Anlıyor ve derdimi anlatabiliyorum. Az da olsa bu bilgi buradaki hayatımı kolaylaştırıyor. Sırpça tweetlerin hepsini kendim yazmıyorum. Genellikle yardım alıyorum. Zira sosyal medyada yaptığınız hataların geri dönüşü olmuyor. Onun için dikkat etmeye çalışıyorum.

 4-Türkiye-Sırbistan ilişkileri politik olarak şu an ne durumda?

Türkiye Sırbistan ilişkilerinin şu anda çok iyi seviyede olduğunu söyleyebilirim. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın ziyareti ile ilişkilerin bir üst seviyeye çıktığını da vurgulamalıyım. Bu ziyaret, sekiz yıl aradan sonra Sırbistan’a Cumhurbaşkanı seviyesinde gerçekleştirilen ilk ziyaret oldu. En son 2009 yılında Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanı sıfatıyla bu ülkeye bir ziyarette bulunmuştu. Sayın Cumhurbaşkanımız ise Başbakan sıfatı ile 2010 yılında bir ziyaret gerçekleştirmişti. Cumhurbaşkanları seviyesindeki ziyaretler çok sık gerçekleşen ziyaretler değiller. O nedenle bu ziyaret çok önemliydi. Ziyaret sırasında 16 anlaşma imzalandı. İki Cumhurbaşkanı Sırbistan’da ağırlıklı olarak Boşnakların yaşadığı Yeni Pazar’ı birlikte ziyaret ettiler. Dolayısıyla bu iki günlük ziyaret yoğun ama bir o kadar da verimli geçti. Sırbistan’la siyasi açıdan hiçbir sorunumuz yok.

  5-Türkiye ile kıyasladığımızda Sırbistan’da iş gücü daha ucuz. Avrupa pazarına daha yakın. Rusya ile de serbest ticaret anlaşması var. Bunlar göz önüne alındığında Sırbistan bizim için iyi bir yatırım ülkesi. Ekonomik olarak durumlar nasıl?

Yatırımlar alanında Türk şirketlerinin Sırbistan’a büyük ilgisi olduğunu söylemem gerek. Belgrad Büyükelçisi olarak temel uğraşım Türk iş adamlarının Sırbistan’a yatırım yapmalarını sağlamak. İkili ticaret hacmini mümkün mertebe arttırmak. Son iki senede çok sayıda iş adamımız Sırbistan’a yatırımda bulundu. Sırp makamları da bunu teşvik ediyor. Özellikle eğitimli iş gücü iş adamlarımızı bu ülkeye çekiyor. Yaklaşık 8 bin kişiye istihdam sağlamış durumdayız. Bu sayının önümüzdeki dönemde daha da artmasını bekliyoruz.

 6-Türk yatırımcılar ağırlıklı olarak hangi sektöre yöneliyorlar?

 Buradaki iş adamlarımız ağırlıklı olarak tekstil sektöründe yatırım yapıyorlar. Sırbistan geçmişte tekstil endüstrisinin yoğun olduğu bir ülkeymiş. Ancak fabrikalar daha sonra kapanmış. Bu nedenle burada tekstili bilen bir iş gücü var. İş gücünün aynı zamanda eğitimli ve sektörün gerektirdiği bazı dinamikleri hemen kavrayacak nitelikte olduğunu da söylemeliyim. Onun için tekstil firmalarımız, kapanan fabrikaları alıp yeniden canlandırarak, yoğun bir şekilde burada faaliyet gösteriyorlar. Ancak, bunun dışında bir bankamız da var. Halk Bankası Sırbistan’da 33 şubeyle faaliyet gösteriyor. Otomotiv parçaları üreten büyük bir şirketimiz de mevcut. Odun-kereste ticareti yapan iş adamlarımız var. İrili, ufaklı farklı pek çok alanda çalışan iş adamlarımız var. Bu sayının özellikle Cumhurbaşkanımızın ziyareti sonrası daha da artacağını düşünüyorum.

 7- Türk turistlerin Sırbistan’a ilgisi oldukça yüksek rakamlardan memnun musunuz?

 Turizmi iki yönlü bir yol gibi düşünmek gerekir. Tek taraflı akış hiçbir zaman olmuyor. Buradan çok sayıda Sırp turist Türkiye’ye gidiyor. Rus uçağının düşürülmesinin ardından yaşanan bir kriz vardı. Bu olay nedeniyle buradan Türkiye’ye giden turist sayısını azalmıştı. Ancak kriz bitti. Bu nedenle, turist sayısı bu yıl eski rakamları yakaladı, hatta geçti. Önümüzdeki sene için ise hedefimiz mevcut rakamları daha da artırmak. Esasen şu anda Sırbistan’dan Türkiye’ye giden turist sayısından gayet memnunuz. Buradaki tur şirketleri ile de yakın ilişkimiz var. Türkiye’deki otellerin sahipleriyle de haberleşiyoruz. Onlar da memnunlar. Ama bu bizim için yeterli değil. Diğer taraftan, Sırbistan’a gelen turist sayısında, Türk turistler ilk sırada. Bu sayıyı da artırmak istiyoruz.

 8-Sırbistan halkının Türkiye’ye bakışı nasıl?

“TÜRK İMAJI HER GEÇEN GÜN OLUM YÖNE EVRİLİYOR”

 Her toplumda, diğer milletlere karşı bazı önyargılar olabilir. Bunlar tarihi olaylar nedeniyle de ortaya çıkabilir. Ama asıl önemlisi, bu tür önyargıları paranteze alarak, izole ederek ilişkilere devam etmek olmalı. Yani bence geçmişin kölesi değil, geleceğin efendisi olmalıyız. Sırbistan özelinde ise, Türkiye hakkında menfi görüş besleyenlerin sayısının oldukça az olduğunu söylemeliyim. Büyükelçi olarak görev yaptığım süre zarfında ne Sırp makamlarından ne de Sırp halkından kaynaklanan herhangi bir zorlukla karşılaşmadım. Hatta Türk dizileri ve Türk işadamları nedeniyle buradaki Türk imajının her geçen gün olumlu yöne evrildiğini de söylemeliyim. Bizim Sırplarla kültürel olarak yakınlığımız mevcut. Sırbistan’ın farklı bölgeleri farklı süreler Osmanlı yönetiminde kalmış. Bunun için ortak kullandığımız pek çok kelime var. Bu sayının binlerle ifade edildiğini biliyorum. Öte yandan, bir başka kültürel benzerlik iki halk arasındaki düşünce tarzıdır. Burada Türk dizileri çok fazla seyrediliyor. Çünkü benzer kültüre sahibiz. Sırbistan’da çok sayıda Türk tarihi eseri de mevcut. Ayrıca, spor etkinlikleri de iki ülkeyi yaklaştırdı. Obradoviç’in Fenerbahçe’nin koçu olması, çok sayıda Sırp basketbolcunun Türkiye’de oynaması önyargıları ortadan kaldırdı.

   9-Osmanlı’dan kalma birçok tarihi eserimiz var Sırbistan’da; yeterince korunuyor mu?

Tarihi eserlerin korunması her coğrafyada maalesef bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Sırbistan’da Büyükelçilik olarak tüm tarihi eserlere sahip çıkmaya çalışıyoruz. Özellikle TİKA bu konuda önemli bir rol oynuyor. Zamanında yüzlerce camiye ev sahipliği yapan Belgrad’da bugün sadece Bayraklı Camii kalmış. Bu caminin yeniden renovasyonu için bir protokolü Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyareti sırasında imzaladık. Bayraklı Camii’nin yanı sıra çeşme türbe gibi farklı Türk tarihi eserleri de var. Biz bunların hepsine sahip çıkmaya çalışıyoruz. Sırbistan’daki Boşnak yoğun Yeni Pazar’a gittiğinizde kentte çok sayıda cami, hamam, medrese görebilirsiniz. Bunlara da yerel yönetimlerle işbirliği içinde sahip çıkmaya çalışıyoruz. Yaşayan binaların koruması daha kolay oluyor. Ancak bazıları sahipsiz bir şekilde atıl bırakılmış durumdalar.
Sırp halkının tarihini, Türk halkının tarihini okumadan bilemeyiz. Bizim tarihimizi de Sırp tarihini okumadan bilmemiz mümkün değil Mesela Sokullu Mehmet Paşa’nın Sırp asıllı olduğu biliniyor. Sırp adı Bayo Nenadiç’dir. Bayo Nenadiç kimdir desem bilemezsiniz ama Sokullu Mehmet Paşa kim dersem rahatlıkla söyleyebilirsiniz. Sokullu Mehmet Paşa Osmanlı İmparatorluğunun coğrafi açıdan en geniş olduğu dönemde Vezir-i Azamlık yapmıştır. Diğer taraftan, 1402’deki Ankara savaşı sırasında Yıldırım Beyazıd’ın komutanlarından bir tanesi Sırp. Sırplar, Ankara savaşında Osmanlı ordusunun yanında sonuna kadar kaldılar ve savaştılar. Bayezid’in rakibi Timur da bu hususa anılarında yer vermiş. Başka bir ifadeyle, geçmişte olumsuz hususlar kadar olumlu hususlar da bulmak mümkün. Bizim temel hedefimiz olumlu hususları mümkün mertebe daha fazla ön plana çıkarmaktır.

10-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sırbistan ziyareti nasıl geçti. Ziyaret Türkiye-Sırbistan ilişkilerini ne yönde etkiledi. Ne gibi anlaşmalar yapıldı?

“CUMHURBAŞKANIMIZIN SIRBİSTAN ZİYARETİ İKİ ÜLKE ARASINDA DÖNÜM NOKTASI OLDU”

Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan’ın Sırbistan ziyareti tarihi nitelikte bir ziyaret oldu. Hatta bu ziyareti iki ülke ilişkilerinde bir dönüm noktası olarak da nitelendirebilirim. Sekiz yıldan sonra gerçekleşen bu ziyaret sırasında 16 ikili anlaşma imzalandı, baş başa ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştirildi. Sayın Cumhurbaşkanımızın Sırbistan ziyaretinin ikili ilişkilerimizde son dönemde yakalanan ivmenin teyit edilmesi ve pekiştirilmesi açısından da son derece önemli olduğunu vurgulamalıyım. Görüşmeler sırasında başta ekonomik ve ticari işbirliği olmak üzere ilişkilerimizin birçok veçhesi ele alındı. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortak basın toplantısında da belirttiği üzere, iki ülke arasındaki mevcut ticaret hacmi potansiyelin çok altında. Hali hazırda bir milyar Dolara yakın olan ticaret hacminin üç, hatta beş milyar dolara çıkartılması mümkün. Ekonomik ilişkilerimizin bir diğer önemli unsuru ise Sırbistan’daki Türk yatırımlarıdır. Halkbank’ın 2015 yılında Sırbistan pazarına girmesinden sonra ülkede faaliyet gösteren Türk şirketlerinin sayısında önemli bir artış olmuştur. Halkbank gibi başarı hikâyelerinin işadamlarımız için teşvik edici bir unsur olduğunu biliyorum ve önümüzdeki dönemde ilave başarı hikâyeleri oluşturmayı hedefliyoruz. Cumhurbaşkanı Vuçiç’in, Sayın Cumhurbaşkanımızı ziyaret sırasınca hemen hemen hiç yalnız bırakmamasının da çok önemli olduğunu burada belirtmek isterim. İki Cumhurbaşkanı arasındaki bu olumlu diyaloğun ikili ilişkilerimiz üzerinde oluşturduğu etkinin önemi azımsanamaz. Bu sayede iki ülke yetkilileri ve kuruluşları arasındaki temas trafiği daha yoğun olmakta ve daha yakın koordinasyon sağlanmaktadır.

“ZİYARETİN YENİ PAZAR AYAĞI DA SON DERECE FAYDALI GEÇTİ”

Sayın Cumhurbaşkanımızın Sırbistan ziyaretinin Yeni Pazar ayağı da son derece faydalı geçti. Yeni Pazarlıların Sayın Cumhurbaşkanımıza gösterdikleri ilgi inanılmazdı. Duygusal anlar yaşandı. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımız Sırp muhatabıyla birlikte bölge halkına hitap etti ve sorunlarını dinledi. İki lider de Yeni Pazar’ın ve çevresinin kalkındırılması konusunda gerekenin yapılacağı hususunda söz verdiler.

11- Asala terör örgütü tarafından şehit edilen Büyükelçi Ahmet Galip Balkar için konsoloslukta köşe hazırladınız. Neler söylemek istersiniz?

9 Mart 1983 yılında şehit edilen Büyükelçimiz Sayın Galip Balkar anısına, geçtiğimiz Mart ayında, vefatının 34’üncü yıl dönümü vesilesiyle Büyükelçiliğimizin giriş katında kendi masası, daktilosu ve diğer büro eşyalarının bulunduğu bir köşe hazırladık. ASALA terör örgütü 1980 ve 90’lı yıllarda birçok diplomatımızı şehit etti. Bu kadar çok sayıda diplomatını teröre kaybeden başka bir ülke olduğunu düşünmüyorum. Şahsım ve meslektaşlarım adına, vatanları için yaptıkları fedakârlıklardan ötürü şehit diplomatlarımıza minnet duyguları içerisinde olduğumuzu söyleyebilirim. Bizim de üzerimize düşen görevin şehitlerimizin anısını yaşatmak ve fedakârlıklarını her vesileyle hatırlatmak olduğunu düşünüyorum.