Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Deniz Baykal’a sert cevap

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’un cumhurbaşkanı adayı olması ile ilgili sözlerini eleştirerek, bunun tamamen bir virüs ve fitne hareketi olduğunu, Baykal’ın kendi başının çaresine bakması gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Deniz Baykal’a sert cevap

Rusya ziyareti öncesinde Ankara Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin gündeminde şu anda kabine revizyonu olmadığını belirterek, özellikle CHP kanadından partili cumhurbaşkanlığına yönelik gelen eleştirilere cevap verdi. Erdoğan, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı adayı olması halinde destekleyebilecekleri yönündeki açıklamasına ilişkin, “Onu değerlendirmeye gereksiz buluyorum. Bu tamamen bir virüs hareketidir, bir fitne hareketidir. Sayın Baykal bu işlere oynamayı bıraksın da kendi başının çaresine baksın” dedi.

“Kabine revizyonu şu anda hükümetin gündeminde yok”

Kabine revizyonu olup olmayacağı yönündeki sorulara cevap veren Erdoğan, “Şu anda hükümetin gündeminde böyle bir şey yok. Böyle bir teklif ile Sayın Başbakan bana gelmiş değil. Dün yapılan programın ardından bir araya gelişimiz, şu anda tabi ki özellikle devlette atılan bazı adımlar var, bu adımlarla ilgili olarak beraber görüşmemizi gerektiren konular vardı, bu konuları paylaşma fırsatı bulduk” dedi.

“Doğmamış çocuğa don biçiyorsunuz”

Genel başkan olduktan sonra parti yönetiminde bir değişiklik olup olmayacağına ilişkin soruya cevap veren Erdoğan, “Sizler doğmamış çocuğa don biçiyorsunuz. Daha durun bir bakalım. Resmen böyle bir görev tevdi edilmesi halinde atılacak adımları görme imkanınız olacak. Böyle bir görev verilirse genel kurulumuz tarafından tabi ki yeniden birimleri ele alıp değerlendirme, hepsi çok ciddi istişareler neticesinde olacaktır. Ülkenin genel profilini değerlendirmek suretiyle, belli bir bölgenin temsil edildiği değil, 81 vilayetin temsilini gördüğü bir yapının oluşması her zaman benim şiarım olmuştur. Böyle bir adımı bu istişareler neticesinde görmek mümkün olacaktır. İstişareler neticesinde ideal olanı tespit etme fırsatı olur. Eğer irade bize böyle bir görevi verirse” diye konuştu.

“Dün yaptığı konuşma ile zaten kimlerin temsilcisi olduğunu da ortaya koydu”

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun partili cumhurbaşkanına yönelik eleştirilerine cevap veren Erdoğan, “Onu ben pek yoruma gerekli görmüyorum. Kendisine bir tavsiyem var. Siyasi tarihi okusun, öğrensin. Hepsinden öte kendi partisinin siyasi tarihini öğrenmesi lazım. Dün yaptığı konuşma ile zaten kimlerin temsilcisi olduğunu da ortaya koydu, ‘Aykırı sese tahammülüm yok, gereğini yaparım’ dedi. Aykırı sesler her zaman her yerde olacaktır, asıl olan ona tahammül edebilmektir. Tavsiyem şu, siyasi tarihi öğrensin, partisinin siyasi geçmişini, hep övünüyor ya, onu iyi öğrenmesi lazım. Gazi Mustafa Kemal’den İnönü’ye kadar onları iyi değerlendirir, okursa bunu da öğrenecektir” şeklinde konuştu.

“Duygusal olmamak mümkün değil. 979 gün az bir süre değil”

33 ay sonra partisine geri dönmesinin kendisine neler hissettirdiğini anlatan Erdoğan, “O yapının ilk harcından itibaren emeğim var. Temelini attık, hamdolsun ortaya güzel bir proje ile beraber güzel bir eser çıkarttık. O günden bugüne bu hareket gerek fiziki şartları ile gerekse izindeki ruh tablosu ile güçlenerek geldi. Duygusal olmamak mümkün değil. 979 gün az bir süre değil. O yasayı kimler hazırlamışsa, o anayasayı kimler hazırlamışsa, ‘partisinden istifa etmesi gerekir’ kaydını kimler düşmüşse onlar siyasi bir cinayet işlemiştir. Bunun kadar yanlış bir şey olabilir mi? Buna dair bizde daha çok yanlışlar var. Benzetmeler yapılıyor, ‘maça çıkan kişi partili olur mu, öyle bir hakem partili olur mu, bir takımın üyesi olur mu?’ gibi yaklaşımlar çok yanlış. İlla üye olması şart değil ki. Onun gönül dünyasında bir takım yatıyor mu, orada kaydı olsa ne yazar olmasa ne yazar. Mesele nedir, aranan nedir, adil olarak o işi yönetmektir. Bu maçta da adil yönetmektir, ama ülkeyi de adil yönetmektir. Başbakan partiye üye oluyor, ülkeyi yönetiyor. Başbakan için böyle bir şey söylemiyorsun. Cumhurbaşkanı, benzerleri var, o da ülkeyi yönetecektir. Asıl olan adil olarak ülkeyi yönetmesidir. Adil olarak ülkeyi yönettikten sonra zaten mesele yok. Burada kararı verecek olan milli iradedir. Milli iradeye saygı duyduğumuz sürece adil olmayan bir yönetim söz konusuysa, görevi tevdi eden millet verdiği gibi almasını da bilir. Bundan önce biz 367 garabeti yaşadık. Bunu neyle izah edeceksin. Hem 367 aranır diyorsun, 367 görevi tevdi ediyor, ondan sonra ona ‘tamam’ demiyorsun. Onu da kabul etmediler. Onu kabul etmezsiniz, bunu kabul etmezsiniz, en sonunda bunu da mı kabul etmiyorsunuz haydi millete. Bu sefer millet verdi görevi. Şimdi milletin verdiği görevi kabul etmiyor. Böyle bir garabet olur mu? İşte CHP zihniyeti budur. Bunların açın basın arşivlerini geçmişten bu güne nasıl geldiklerini göreceksiniz. Hep aynı senaryo. Kasetle gelen bir kişi kimden aldığı görevi belli. Şimdi bakıyorsunuz o da başladı, şimdi 49 meselesi, şu meselesi, bu meselesi, bunlar bizi ilgilendirmiyor, biz kendi işimize, ülkemizin geleceğine bakacağız” ifadelerini kullandı.