Uzmanından Beşinci hastalık uyarısı

Son günlerde sık sık gündeme gelen özellikle çocuklarda gözlemlenen ve yüzde ‘tokat yemiş gibi' kıpkırmızı bir görünüm oluşmasına sebep olan beşinci hastalıkla alakalı konuşan Prof. Dr. Haluk Çokuğraş dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Uzmanından Beşinci hastalık uyarısı

Hastalığın artış göstermekte olduğunu dile getiren Çokuğraş, bu yıl daha fazla vaka olduğunu duyurdu.

uzamanindan-besinci-hastalik-uyarisi.jpg

YANAKTA TOKAT YEMİL GÖRÜNTÜ

Çoğunlukla 5-15 yaş arası çocuklarda görülen, yanaklarda oluşan döküntülerden ötürü ‘tokat yemiş gibi' kıpkırmızı bir görünüm oluşturan parvovirüs B19 yani beşinci hastalık son günlerde sıklıkla gündem oluyor. Türk Pediatri Kurumu Derneği Başkanı, Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş da hastalığın belirtileri ve oluşturduğu etkilere yönelik önemli bilgiler aktardı. Prof. Dr. Çokuğraş, beşinci hastalıkla karıştırılabilecek hastalıklara ilişkin bilgi verirken ailelere de uyarılar yaptı. Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, “Döküntü; kolların, bacakların dış yüzeyindedir, giderek bir dantel halini alır. Beşinci hastalık şu sıralarda gerçekten bir artış gösterdi. Her sene vardı bu mevsimde ama bu sene birazcık daha fazla var. Kızılla karıştırılabilir ama kızılın döküntüsü bütün gövdeyi tutar sadece yanaklarda değildir. Alerjik hastalıklarla karışmasına neden olabilir, bunu yaşıyoruz. ‘Turşu yedi, şunu yedi yüzü kızardı' diye gelenler oluyor” ifadelerini kullandı. Beşinci hastalığın çocuğun yanağında tokat izine benzer bir kızarıklığa sebep olduğunu dile getiren Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, “Beşinci hastalık aslında son derece basit bir virüs enfeksiyonudur. Her sene özellikle okul mevsimlerinde, sonbahar, kış, ilkbahar aylarında büyük çocuklarda 5-15 yaş arasında parvovirüs B19 dediğimiz bir virüsle ortaya çıkan döküntülü bir hastalıktır. Döküntüsü son derece tipiktir, aslında pek bir şeyle karıştırılmaz, bu işten anlayan birisi hemen tanır. Nasıl bir döküntü olur; iki yanak tokat yemiş gibi kızarır. Döküntü; kolların, bacakların dış yüzeylerindedir. Giderek bir dantel halini alır, girintili, çıkıntılı bir döküntüdür. Bu döküntüler hecme hecme gelir, önce bir döküntü olur, geçiyor galiba dersiniz, bir daha olur, arkadan bir daha olur ve bu aşağı yukarı 1 hafta kadar sürer. Eşlik eden hafif bir ateş bazen olabilir, hiç olmayabilir, bazen de kaşıntılı olabilir. Bu ateşin olmaması, bazen biraz kaşıntılı olması bu hastalığın alerjik hastalıklarla karışmasına gerçekten neden olabilir ki bunu yaşıyoruz…

uzamanindan-besinci-hastalik-uyarisi-001.jpg

BU SENE ARTIŞ GÖSTERDİ

‘Turşu yedi, şunu yedi de yüzü kızardı' diye gelen pek çok hasta oluyor. Beşinci hastalık şu sıralarda gerçekten bir artış gösterdi, bunu hem kendi pratiğimde görüyorum hem de başka arkadaşlardan duyuyorum. Her sene bu mevsimde vardır ama bu sene birazcık daha fazla var. Çok basit bir hastalıktır, bir komplikasyonu neredeyse yok gibidir ama nadiren bağışıklık sistemi bozuk kişilerde birtakım kansızlıklara yol açabilir. Okul çocuklarını tutar, bazen erişkinlerde de olabilir. Erişkin kadınlarda olduğu zaman eklem komplikasyonları olabilir. Döküntünün yayılımı gövdeyi pek tutmaz. Yanakta kızarıklık olması nedeniyle bazen kızılla karıştırılabilir ama kızılın döküntüsü bütün gövdeyi tutar sadece yanaklarda değildir. Bütün vücut bazen mürekkep sürülmüş gibi kırmızı olabilir, çok daha yüksek ateşi vardır” şeklinde konuştu. Beşinci hastalık görülmesi durumunda yapılacaklara ilişkin önemli tavsiyeler veren Prof. Dr. Çokuğraş, “Bulaşabilir ama bir kızamık gibi aşırı bulaşıcı değildir. Birkaç gün evde istirahat etmesi eğer kaşıntıları fazla varsa nadiren olur, belki kaşıntı giderici bir antihistaminik ilaç birkaç gün kullanılabilir. Ateşi olursa bir ateş düşürücü kullanılabilir, antibiyotik asla kullanılmaz. Bu beşinci hastalıktır, bir de altıncı hastalık var; 3 yaşından küçük çocuklarda genellikle 6 aylıkla 2 yaş arasındaki çocuklarda gözüken bu da bir döküntülü hastalık. Ama nasıl bir döküntülü hastalık; o da çok tipiktir. 3 gün kadar çok yüksek bir ateş olur, 39-40 derece hatta bazen havale bile geçirebilir, o kadar yüksek olabilir. Başka da bir fizik muayene bulgusu genellikle yoktur. Şaşırırsınız, ne oluyor bu çocuğa, neden ateşi var diye bir sürü tetkikler bazen yapılabilir ama 3. günün sonunda ateş birdenbire düşer ve kızamığa benzer bir döküntü çıkar. Bütün vücudu tutar ince bir döküntü sadece 24 saat sürer ve oda geçer. Burada dikkat çekici olan şey; çocuğun yaşıdır. Bir ilacı yok, çocuklar sadece semptomatik tedavi görüyor. Burada kafa karıştırıcı olabilecek şeyler; bu döküntülü hastalıklar sırasında yanlış yere antibiyotik ya da başka birtakım ilaçlar kullanıyorsanız bu döküntüleri bazen ilaç alerjisi diye yorumlayabilirsiniz, onun için dikkatli olmak lazım. Her şeyden önce de antibiyotiği çok dikkatli kullanmamız gerekir. Türkiye hala antibiyotiğin en kötü kullanıldığı ülke geçen sene birinciliği Yunanistan'a kaptırmıştık. Bu sene tekrar geri aldık, maalesef her ateşli hastalıkta antibiyotik kullanmak oluşabilecek belirtileri yorumlarken bizi de zorluyor. Yüksek ateşli durumlarda doktora danışmak en iyisi” şeklinde konuştu.