Ciltteki güneş hasarı, deri kanserini tetikliyor

Hava sıcaklarının artmasıyla güneş ışınları kişiler için risk oluşturmaya başladı.

Ciltteki güneş hasarı, deri kanserini tetikliyor

Hava sıcaklarının artmasıyla güneş ışınları kişiler için risk oluştururken, Dermatoloji Ana Bilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Ali Karakuzu, özellikle öğlen saatlerinde dik açıyla gelen güneş ışınlarından sakınmak gerektiğini ve güneş hasarıyla birlikte deri kanseri gelişiminin de olabileceği uyarısını önemle vurguladı. Karakuzu, ortalama 3 saatte bir de güneş koruyucularının yenilenmesi gerektiğinin altını çizdi.

ciltteki-gunes-hasari-deri-kanserini-tetikliyor.jpg

65-70 YAŞINDAN SONRA HER 2 İNSANDAN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR
Hava sıcaklıklarının yurt genelinde artmasıyla beraber, uzun süre güneşe maruz kalınması da deride olumsuz etkilerin görülebilme ihtimalini arttırmıştır. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Karakuzu, güneşli havalarda vatandaşlara önemli uyarılarını yaptı. Güneşin hem faydasının hem de zararının olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ali Karakuzu, “Güneşli ortam psikolojik olarak insanları daha iyi motive eder. Güneşin az olduğu alanlarda depresif insan tipi daha çok oluyor. D vitamini sentezi için son derece önemlidir. Güneş özellikle foto yaşlanma dediğimiz cilt yaşlanmasına, deride lekelenmelere, kronik devri hasarı dediğimiz ‘keratoz tablosu' yani ‘aktinik keratoz'a neden olur. Ayrıca pigmentasyon değişikliği dediğimiz ciltte lekelenmelere, hem açık hem de koyu renklere ve damar genişlemelerine sebep olabiliyor” ifadelerini kullandı. Güneş hasarı olan bölgelerde zaman içerisinde deri kanserlerinin de gelişiminin söz konusu olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Karakuzu, “Bazal kanser dediğimiz kanser türü, en sık görülen deri kanseridir. Yaklaşık 65-70 yaşından sonra her 2 insandan birisinde görülen bir deri kanseridir. Skuamöz hücreli karsinom birden ‘malign melanom' dediğimiz deri kanserleri açısından güneş ışığının zararlı etkileri bunları tetikleyebiliyor” şeklinde konuştu.

ciltteki-gunes-hasari-deri-kanserini-tetikliyor.jpeg

SADECE FİZİKSEL KORUMA YETERLİ DEĞİL

Güneşten korunma yöntemleri olarak hem fiziksel hem de kimyasal korunmanın yapılabildiğini söyleyen Karakuzu, özellikle saat 11.00 ile 14.00 arasında güneşin dik açıyla geldiği durumlarda güneşten sakınmanın oldukça önemli olduğunun altını çizdi. “Sadece fiziksel korunma yeterli olmayabiliyor. Dolayısıyla kimyasal korunma dediğimiz güneşten koruyucu faktörler var. 50 ve üzerindeki herhangi bir güneşten koruyucu güneş kremi büyük oranda güneşten korumayı sağlıyor. Ancak ‘günde bir defa sürdüm, güneşten korunuyorum' demek yanlış bir algı. Ortalama 3 saatte bir güneş koruyucuları yenilemek lazım. Güneşin faydalarından yararlanılması için haftada 3-4 kez güneşlenmek, D vitamini açısından yeterli bir uygulama. Fakat deniz kenarında, güneş altında yanacak pozisyonda oturmak sağlık açısından zararlı. Bireylerde güneş yanığı oluşabiliyor. Özellikle ergenlik öncesi tek bir kez bile içi su dolu kabarcık oluşturan yanıklar, deri kanseri açısından ciddi bir risk oluşturduğunu söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.