Şehir hayatını bıraktı, huzuru köyde buldu

İstanbul’da özel bir şirkette çalışan ve plaza hayatından sıkılarak Aydın’a ailesinin yanına dönüş yapan 32 yaşındaki Vildan Uğurlu, çiftçilik hayalinin peşinden koşarak huzuru tarımda bulduğunu söyledi.

Şehir hayatını bıraktı, huzuru köyde buldu

2020 yılında tanıştığı “Efeler diyarında pitaya” projesi ile hayatı büyük değişime uğrayan Uğurlu, betondan yapılı kapalı alanlar yerine toprağı seçtiğini ve çok mutlu olduğunu dile getirdi.

sehir-hayatini-birakti-huzuru-koyde-buldu.jpg

EFELER DİYARINDA PİTAYA

Aydın’ın Efeler ilçesine bağlı kırsal Gölhisar Mahallesi’nde yaşamını sürdüren 32 yaşındaki Vildan Uğurlu, çocukluğundan bu zaman içinde büyüdüğü topraktan bir türlü kopamadı. İstanbul Yeditepe Üniversitesi'nin Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık bölümünden mezun olan Uğurlu, İstanbul’da bir şirketin lojistik bölümünde 2 sene görev yaptı. Metropol hayatının yoğun temposundan sıkılan ve beton yapılar içerisinde kapalı olduğunu fark ederek toprağı olan özlemini hisseden Uğurlu, çiftçilik yapma kararı aldı. Plaza hayatını bir tarafa bırakıp istifa ederek çiftçilikle zaman geçiren ailesinin yanına dönmeye karar veren Uğurlu, ilk etapta besi hayvancılığı yapmayı düşünürken, tanıştığı devlet destekli “Efeler diyarında pitaya” projesi ile hayatına yeni bir yol çizmiş oldu. Ejder meyvesi olarak da bilinen tropik pitaya meyvesinin Aydın’ın bereketli topraklarında yetiştirilmesi için projeye dahil olan Uğurlu, çiftçilik hayalini gerçeğe dönüştürerek huzuru gerçek anlamda tarımda buldu.

sehir-hayatini-birakti-huzuru-koyde-buldu-001.jpg

AYDIN’DA İLK ÜRETİCİLERDEN

Aydın’da ilk pitaya üreticilerinden olduğunu ve ilk etapta nasıl yapacağını, kime pazarlayacağını bilmeden bu işe girdiğini dile getiren Vildan Uğurlu, “İstanbul’da Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra 2 sene özel sektörde lojistik departmanında çalıştım. Gayet güzel bir işim ve kariyerim vardı. Klimalı ortam, çok rahat şartlar, maaşım iyi, özel sigortam var. Her şey çok iyi ama rahat değilsiniz. Orada büyük bir koşuşturma var ve sürekli kapalı gibisiniz. Betonların içinde yaşıyorsunuz. Ailem buralı. Ben de doğma büyüme çiftçiyiz. Çiftçilikle uğraşarak büyüdük. Daha sonra istifa edip niye köyüme dönüp, kendim üretip, toprakla beraber yaşa mıyım diye bir karar aldım. Sonra istifamı verdim ve köyüme geldim. Aslında ilk geldiğimde ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Şunu yapacağım diye dönmedim. İstifa edeceğim kesin ama ne yapacağım konusunda ailem çiftçi olduğu için bir şekilde bir yerden başlarım şeklinde gelmiştim. Aslında ilk geldiğimde besi hayvancılığı yapmak istiyordum. Çünkü biz küçükken hayvancılık yapıyorduk. Şu an halihazırda damlarımız vardı” dedi.
TOPRAĞA SAHİP ÇIKIN

Her fırsatta hemcinslerini de teşvik etmeye çalıştığını ve toprağın önemine dikkat çektiğini dile getiren Uğurlu, “Buraya döndükten sonra kesinlikle bir pişmanlık hissetmedim. Hatta şey gözüyle bakılıyor. Genelde okuduysan, masa başı klima altında bir işin varsa burada çok el üstünde tutuluyorsun. Ülkemiz genelinde hatta çiftçilik biraz daha alt sınıf gibi görünüyor ama ben inanılmaz mutluyum. Biz kadınlar her alanda her şeyi yapabiliyoruz. Çevremdeki kadın arkadaşlarıma da bu konuda teşvik etmeye çalışıyorum. Eğer imkanınız varsa toprağınıza sahip çıkın ve üretmeyi kesinlikle bırakmayın” ifadelerini kullandı.