İlk kez 2015’te envantere girmesi planlanan tankın yıllar süren gecikmesinin arka planında ne olduğu uzun süredir merak konusuydu. Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, gecikmenin perde arkasını Ekol TV ekranlarında açıkladı.

EN BÜYÜK SORUN: MOTOR VE GÜÇ AKTARIM SİSTEMLERİ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz daha önce yaptığı açıklamada, Almanya’nın motor ve transmisyon sistemleri için ihracat lisansı vermemesi nedeniyle projenin geciktiğini ifade etmişti. Bu teknik ve diplomatik engel, Altay Tankı'nın üretim sürecinde ciddi bir darboğaz oluşturdu.

Mete Yarar da bu ifadeleri destekleyerek, “Tank motoru üretmek uçak motoru yapmak kadar karmaşık bir iştir. Bu alanda üretim yapabilen ülke sayısı oldukça sınırlı,” sözleriyle dikkat çekti.

ALTERNATİF ÇÖZÜMLERLE SÜREÇ AŞILDI

Yarar, motor ve güç aktarım sistemlerinde yaşanan sıkıntının çözümü için iki aşamalı bir strateji izlendiğini belirtti. Türkiye, bir yandan Güney Kore'den tedarik sağlarken, diğer yandan yerli motor geliştirme çalışmalarını sürdürdü. Bu çabanın sonucunda Altay Tankı, seri üretim sürecine yeniden girebildi.

TESLİM TARİHİ BELLİ OLUYOR: 30 AĞUSTOS’A GERİ SAYIM

Güvenlik kaynaklarına göre Altay Tankı, bu yıl içinde Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine katılacak. Teslimatın, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda düzenlenecek bir törenle gerçekleşmesi yüksek ihtimal olarak değerlendiriliyor. Bu tarih, yalnızca sembolik değil; aynı zamanda Türkiye’nin savunma sanayiinde geldiği noktayı temsil etmesi açısından da anlam taşıyor.

ALTAY TANKI NE ANLAMA GELİYOR?

Altay Tankı, Türkiye'nin savunma alanındaki bağımsızlık vizyonunun en somut örneklerinden biri. Modern savaş koşullarına göre geliştirilen bu araç, hem zırh dayanıklılığı hem ateş gücü hem de elektronik sistemleriyle sınıfının öncüsü olmayı hedefliyor. Tankın yerli motorla çalışması ise dışa bağımlılığı azaltarak, uzun vadede stratejik güvenliği artıracak.