CNN TÜRK canlı yayınına katılan Afyoncu, doğurganlık oranının tehlikeli şekilde düşmeye devam ettiğini ve Türkiye’nin hızla yaşlanan bir nüfus yapısına sürüklendiğini belirtti. “Bu durum, savaşlardan bile büyük bir tehlike oluşturuyor” dedi.

GENÇ NÜFUS ALARM VERİYOR

Afyoncu’nun paylaştığı verilere göre, Türkiye’de 1980 yılında toplam nüfusun %20,2’si gençlerden (15–24 yaş arası) oluşuyordu. Ancak 2024 itibarıyla bu oran %14,9’a kadar geriledi. Eğer doğurganlık hızı bu şekilde devam ederse, 2050’de genç nüfus oranı %10’un altına düşecek. Bu tablo, ülkenin üretim kapasitesinden sosyal güvenlik sistemine kadar pek çok alanda ciddi sorunlara yol açabilir.

BÖLGESEL DAĞILIM DİKKAT ÇEKİYOR

Genç nüfus oranı açısından Hakkari %20,8 ile ilk sırada yer alıyor. Onu Şırnak, Siirt, Ağrı ve Muş takip ediyor. Öte yandan, Çanakkale, Aydın, Sinop ve Kırklareli gibi şehirlerde genç nüfus oranı en düşük seviyelerde seyrediyor. Bu dengesizlik, ülke genelinde stratejik planlama yapılmasını zorunlu kılıyor.

SORUN NEREDE BAŞLADI? EĞİTİM VE ÇALIŞMA SÜREÇLERİ

Prof. Dr. Afyoncu, gençlerin iş gücüne geç katılmasının en büyük nedenlerinden birinin uzun eğitim süresi olduğunu vurguladı. Zorunlu eğitimin süresinin 8 yılla sınırlandırılması gerektiğini savundu. Ayrıca üniversite kontenjanlarının fazlalığı da iş gücü planlamasında sorun yaratıyor. “İhtiyacın çok üstünde mezun veriyoruz, bazı bölümler için bu mezunlara ülkenin ihtiyacı yok” dedi.

PEKİ NE YAPMALI? ACİL ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Afyoncu’ya göre bu tehlikeyi bertaraf etmenin yolu, eğitim politikalarını gözden geçirmek ve gençleri erken yaşta üretime kazandırmaktan geçiyor. Ayrıca, doğurganlık teşvikleri artırılmalı ve aile yapısını destekleyici sosyal politikalar geliştirilmeli. Aksi halde Türkiye, yakın gelecekte ciddi bir iş gücü kriziyle karşı karşıya kalabilir.