Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, Rus vatandaşları 37 aydır Türkiye’de en çok konut alan yabancı grubu oluşturuyor. 2025 Nisan ayında 276 konut satın alan Ruslar, geçen yıla göre %5,8'lik düşüşe rağmen hâlâ listenin başında yer alıyor. 2020’den bu yana alımlar 40 bini aşmış durumda.

Bu ilginin arkasında ise iki temel motivasyon bulunuyor: Ukrayna-Rusya savaşından uzaklaşmak isteyenler için güvenli bölge arayışı ve yüksek kira getirisi sağlayan yatırım fırsatları.

YATIRIMCILIKTAN “SİSTEM KURUCULUĞUNA”

Eskiden yalnızca yerleşim amacıyla ev alan Ruslar, artık alım stratejilerini değiştirdi. Antalya, Alanya ve Side gibi bölgelerde satın aldıkları daireleri kendi vatandaşlarına haftalık, aylık ya da sezonluk kiralıyorlar.

Bölgede faaliyet gösteren emlak danışmanı Ayşe Duru, “Paylaşımlı sistemle alım yapıyorlar. Kimi zaman akraba gösterip yasal boşluklardan faydalanıyorlar. Aralarında kurdukları güvenli iletişim ağı, sistemi sürdürülebilir hale getiriyor” diyerek yaşanan dönüşüme dikkat çekiyor.

YASAL VERGİ KAÇAĞI VE HAKSIZ REKABET

Bu eğilim sadece gayrimenkul piyasasını değil, turizm sektörünü de doğrudan etkiliyor.

Turizm acenteleri ve otelciler, sosyal medya üzerinden vergi kaydı olmadan yapılan bu kiralamalardan şikayetçi. 20 yıllık acente işletmecisi Ali Soykan, “Onlarca daire sezonluk kiraya veriliyor. Vergi levhası, sigorta yok. Bu durum hem vergi kaybı yaratıyor hem de güvenlik riski oluşturuyor” diyerek sektörün karşı karşıya olduğu tehlikeye dikkat çekiyor.

ETKİ BÜYÜYOR: FİYATLAR VE KİRALAR TIRMANIYOR

Sektör temsilcileri, bu eğilimin kısa vadede kiraları ve konut fiyatlarını yukarı çekeceğini öngörüyor.
Emlak danışmanı Serdar Cansayan, “Bazı Rus yatırımcılar aynı anda 3-5 daire alıyor. Alanya’da bir 2+1 daireyi sezonluk kiraladıklarında günde 100-150 Euro gelir sağlıyorlar. Bu gelir birkaç daireye yayılınca yatırım hızla geri dönüyor” ifadelerini kullanıyor.

KANUNİ DÜZENLEME ŞART

Her ne kadar Türk mevzuatına göre turistik kiralama için belirli izinlerin alınması gerekse de, uygulamada denetimler yetersiz kalabiliyor. Vergi kaybı, sigortasız konaklama ve yerli işletmeler açısından yaratılan haksız rekabet, konunun kamu otoriteleri tarafından daha sıkı denetlenmesini zorunlu kılıyor.

Kaynak: turkiyegazetesi.com.tr