Tüm bu gelişmelerin ışığında jeoloji uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, TGRT Haber canlı yayınında hem mevcut durumu değerlendirdi hem de olası riskli bölgelerle ilgili uyarılarda bulundu.

“BU DEPREM FARKLIYDI”: YÜZEY KIRIĞI VE ORTA SIRT VURGUSU

Prof. Dr. Üşümezsoy, 23 Nisan'daki ana depremin 200 kilometrelik bir yüzeyi kırdığını, fakat bazı küçük alanların yırtılmadan kaldığını ifade etti. Dün meydana gelen 4.0 büyüklüğündeki depremin ise yaklaşık 1 metrekarelik bir alanda gerçekleştiğini ve fayın kırılmasını tamamladığını söyledi. Ancak bu son deprem, yapısal olarak öncekilerden ayrılıyor.

Marmara Denizi'nin alt yapısına dikkat çeken Üşümezsoy, Kumburgaz’ın güneyinden Silivri ve Çınar çukuruna kadar uzanan jeolojik bir sırtın varlığına işaret etti. Bu sırt, kara üzerindeki Beylikdüzü-Haramidere-Avcılar-Küçükçekmece hattının denizdeki devamı olarak tanımlanıyor.

BEKLENEN 7’LİK DEPREM GERÇEKÇİ Mİ?

Kamuoyunda sıkça dile getirilen “30 km’lik fay ve Büyükçekmece-Küçükçekmece hattının birlikte kırılması 7 büyüklüğünde deprem yapar” söylemine Prof. Üşümezsoy katılmadığını net şekilde belirtti. “Bu iki fay bağımsızdır ve tek seferde kırılmaz” diyen uzman, 23 Nisan’daki 6.2’lik depremin bunu kanıtladığını vurguladı. Eğer iddia edildiği gibi ikinci bir fay olsaydı, bu bölgede artçı depremler yaşanması gerekirdi. Ancak orada herhangi bir sarsıntı olmadı.

YENİ RİSK BÖLGELERİ NERELER?

Üşümezsoy’a göre asıl dikkat edilmesi gereken bölge Marmara dışında, Çan ve Biga hattında bulunuyor. “1737 yılında kırılmış olan bu fay hattı hâlâ stres altında olabilir” diyen Üşümezsoy, bu bölgede yeni bir depremin olasılığının göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.