Hüseyin Kaya

Hüseyin Kaya

Köy Ağası ve Referandum!

Yeni bir Anayasa oylanacakmış
Haydi, oylayalım da, bu gidişat iyi değil.
Bu söylem, bu icraat, bu tarz hoş değil.
Referandum var, yeni Anayasa oylanacak, anladık.
Savaş hali varmış gibi, düşmanca tavır ve söylemler de neyin nesi?
Ne olacak sonuçta, cennete mi götürecekler bizi.
Yanmaz kefen mi, verilecek…
Ya da ülkenin biriken sorunları mı çözülecek.
Ağa kim, paşa kim, bizi yöneten kim, el insaf!
Çözüm merkezindekilerin, sorunlardan şikâyetçi olması, anlaşılmazdır.
Rastgele insanları teröristlikle suçlamaları, anlaşılmazdır.
Fıkra bu ya!
Köyün ağası, kasabaya gittiğinde, köyün arabasının ön koltuğuna oturur.
Bir alışkanlık olmuştur, ne de olsa ağa.
Bir gün, geldiğinde ön koltuğun dolu olduğunu görür.
Hem bozulmuş duruma, hem de küplere binmiştir.
Ama ağaya yer veren de yok.
Ağa, zorunlu olarak en arka koltuğa gider ve oturur.
Karizma çizilmiştir, artık ön koltukta görünmeyecektir.
Araba hareket etmeden, şoföre seslenir, der ki
Ulan köpoğlu, köye kadar geri geri gideceksin, der.
Önde görünmenin, ön koltukta olmanın verdiği haz başkadır.
Almanya ve Hollanda’ya Nazizm suçlaması yetmedi.
“Avrupalı güvenle sokağa çıkamaz” dedi de, ne oldu?
AB Daimi temsilcimiz, acil koduyla çağrılmış, ne mi denmiş?
Tehdit olarak algılanmış, endişeleri dile getirilmiş.
Basite almamak gerek, boş işler değil bunlar!
Diplomaside, bunun anlamı başkadır.
Avrupa Birliğine girmek mi, zor görünüyor.
Bırakın bu ayrıştırıcı, kamplaştırıcı dili de, rahat edelim.
Rusya’nın turistinde olduk, bari evdeki bulgurdan olmayalım.
Amerika’nın dostluğunda mahrum kaldık, bari kendimiz dost kalalım…
Demokrasi sözcüklerle değil, yaşanarak var olur.
Şu anayasayı oylayalım, oylayalım da, birbirimizi oymayalım.
Ağaya her şey beleş olmasın!
TRT’deki konuşma süreleri, neyin nesidir ya !
Demokratik bir yarış mı, seçim mi referandum bilemem.
Bildiğim, koşullarımızın gittikçe geriye doğru gittiğidir.
Koşulların eşit olması gerekir.
Rab bana, hep bana demokratik değil, teokratik olur.
Eleştiri demokrasilerin olmazsa olmazıdır.
Ama tahammül ettiğimiz yok.
Zor dostum zor.
Sorunlar gittikçe çoğalıyor.
Bindiğimiz araba ise, gerisin geri gidiyor.
Nereye acaba?